Biyografi
Doç.Dr. İbrahim Pazan 1958 senesinde Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu burada okuduktan sonra Bursa Erkek Lisesi’ne kaydoldu. 1975’te girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Bölümü’nden 1980’de mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini aynı bölümde tamamlayarak 1982’de yüksek mühendis ünvanını aldı. Üniversite son sınıfta iken intisap ettiği Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı çeşitli fabrikalarda, 1998 yılında emekli olana kadar mühendis subay olarak 18 sene görev yaptı. Emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşti. 1998-2014 yılları arasında İhlas Haber Ajansı'nda, 2014-2016 yılları arasında TGRT Haber TV'de Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 2016-2019 yılları arasında İstanbul Aydın Üniversitesi, Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu'nun çeşitli bölümlerinde Mesleki İngilizce dersi verdi. 2017-2021 arası Yeni Çağrı gazetesinde her hafta, Ocak 2023-Temmuz 2024 arası Gazete Yazıyor'da (şimdi Şok gazetesi) haftada iki gün köşe yazıları yazdı. Hâlen İstanbul Topkapı Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Özellikle Osmanlı tarihine lise çağlarından beri ilgi duyan Pazan’ın, “Kırım Harbi ve Hindistan’da İngiliz Hâkimiyeti” ile ilgili ilk çalışması, daha üniversite talebesi iken 1977’de, Türkiye Gazetesi'nde 12 gün boyunca neşredildi. Çeşitli gazete, dergi ve internet sitelerinde birçok araştırma yazısı ve makalesi yayınlandı. Türkiye gazetesinde 36 bölüm hâlinde 2003’te yayınlanan “Fethin 550. Yılında Padişah Türbeleri” adlı yazı dizisi bunlar arasındadır. Pazan’ın, Osmanlı sultanlarının tamamının annelerini kapsayan kaynak eser mahiyetindeki “Padişah Anneleri - Eserleriyle Valide Sultanlar” kitabı 2007’de, "Son Saraylı - Şehzade Osman Ertuğrul Efendi" 2009'da, "Denizler Fatihi Piyale Paşa-Cerbe Zaferi" (Prof.Dr. Ahmet Şimşirgil ile birlikte) 2015'te, "Bir Muallimenin Gözünden Sultan Reşad Sarayı" 2017'de, "Cevâhiru'l-Menâkıb - Sokollu Mustafa Paşa'nın Hayatı" 2019'da ve "Zübdetü't-Tevârîh-Osmanlı Tarihi (1299-1595)" 2022'de yayınlanmıştır.
Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Anabilim Dalı, Yeniçağ Tarihi Bilim Dalında 2007'de başladığı doktora programını 2013 yılında tamamladı. "Nahîfî'nin Cevâhirü'l-Menâkıb'ı (Gencîne-i Ahlâk) (Tahlil ve Metin)" konulu tezini 26 Haziran 2013 tarihinde savunarak doktor, 23 Şubat 2024 tarihinde de doçent ünvanını aldı.
İbrahim Pazan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) ile Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) üyesi ve sürekli basın kartı sahibidir. Evli olup Mehmet Serdar, Ahmet Emir ve Gülsüm Serra isimlerini taşıyan üç çocuk babasıdır.
Eğitim:
1964-1965 Piremir İlkokulu (Şimdi Nuri Erbak Ortaokulu) - Bursa (Numara: 230)
1965-1969 Ortadere İlkokulu (Şimdi Güner Şenpamukçu İlkokulu) - Mustafakemalpaşa / Bursa (Numara: 212)
1969-1970 Eti Ortaokulu (Şimdi Eti Anadolu Lisesi) - Çorum (Numara: 656)
1970-1972 Mustafakemalpaşa Ortaokulu (Şimdi Mustafakemalpaşa Anadolu Lisesi) - Mustafakemalpaşa / Bursa (Numara: 855)
1972-1975 Bursa Erkek Lisesi (Şimdi Bursa Anadolu Erkek Lisesi) (Numara: 3361)
1975-1980 İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Bölümü (Lisans) (Numara: 475002)
1980-1982 İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Bölümü (Yüksek Lisans)
2007-2013 Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı (Doktora)
ZAMAN TÜNELİ
Merhum babam Pomak (Koreli) İsmail Efendi, 1931 yılında, Bergama ilçesine 17 km mesafedeki Ayasköy'de doğmuştur. Babamın annesi ve babası, şimdi Bulgaristan sınırları içinde kalan Razlık (Razlog) nahiyesinin 29 km kadar doğusunda yer alan (aşağıdaki haritada tam ortada kırmızı okla gösterilen) Babek (Babyak) köyünden 1920'li yıllarda Türkiye'ye hicret etmişti. Dedemin sülalesinin memleketlerindeki lakabı "Dervişoğulları" idi.
Merhume annem Hacı Hafız Kıymet Hanım, 1941 yılında, Mustafakemalpaşa ilçesine 14 km mesafedeki Melik köyünde doğmuştur. Babası Mutaf Mehmed Efendi ve ailesi, Balkan Harbi akabinde (1912) Şumnu'dan Türkiye'ye hicret etmişti. Annemin annesi merhume Hacer Hanım ise soyunda Hicaz'dan bir damar olan yerli (manav) bir aileye mensuptu. Anneannemin babası Mustafa Efendi Çanakkale şehididir.
Neslimden gelecek olanların, evlatlarına isim seçerken istemeleri hâlinde faydalanmaları için bilebildiğim kadar yukarıya doğru kanını taşıdıklarımın isimlerini aşağıya koyuyorum. Ben bu listeden babam ve dedem, anne tarafından da annem, annenannem ve onun annesi Fevziye Hanım olmak üzere sadece 5 kişiye yetiştim. Listedeki isimlerden en son merhume annem Kıymet Hanım 2006'da vefat etmiştir. Cenabı Hak hepsine gani gani rahmet eylesin.
* Merhume annemin, 15 Ağustos 2006 günü vefatının akabinde kaleme aldığım “BİZİM HİKÂYEMİZ” başlıklı yazıda ailem hakkında bazı bilgiler yer almaktadır. Okumak için lütfen tıklayınız.
*
Hayat serüveni başlıyor... Rahmetli annem resmin arkasına "8 Ağustos 1961 Salı, 3 yaşını iki ay geçmiştir" diye yazmış. Dizlerimin altındaki yaralardan haşarı ve hareketli bir çocuk olduğum sonucu çıkarılabilir.
*
Yıl 1965. Merhum babamın Almanya'ya işçi olarak gittiği yıllar. Merhum dedem Bursa'nın Işıklar semtinde bir ev alıp Mustafakemalpaşa'dan merhume ninemle oraya taşınmıştı. Merhume annem, oğlunun okula büyük şehirde başlamasının iyi olacağını düşünmüş olacak ki kız kardeşi Atiye ve kardeşim Erol ile Mustafakemalpaşa'da kalıp beni Bursa'ya dedemlere göndermişti. Bursa'nın Işıklar semtinde, Işıklar Askeri Lisesi'ne yakın bir yerdeki Piremir İlkokulu'nun bahçesi. Okulun ismi sonradan değişmiş, Nuri Erbak İlkokulu olmuş. Zaten arsa ve binasını Işıklar Askeri Lisesi Komutanlığı 1984'te istimlak ettiğinden okulun yeri de değişmiş. Soldaki hanım öğrencilik hayatımdaki ilk öğretmenim Nergis (Nergüzel) Paça. Onun da öğretmen çıktıktan sonraki ilk öğrencileriyiz. Şimdi yine Bursa'da yaşıyor. Ben Nergis ve Ayla öğretmenlerin ortasındayım. Göğsümde kırmızı "Çalışkan Öğrenci" kurdelası. En sağdaki kısa boylu, göğsü kurdelalı kız da öğrencilik hayatımdaki ilk rakibim Safiye Çelebi. Diğer kızlar, soldan itibaren sınıf arkadaşlarım Sevgi, Zehra (Zahire) Nişancı ve Nurhan Yazçayır (Akyıldız).
*
İlk karnem. 1982'de yüksek mühendis çıkana kadar 18 yıl aralıksız sürecek eğitim hayatımın ilk notları...
*
29 Ekim 1966. Hatırladığım kadarıyla dedem Bursa'daki evi satarak tekrar kasabaya dönmüştü. Ben de Mustafakemalpaşa'daki evimize yakın Ortadere İlokulu'na yazılmıştım. İbrahim Pazan'ın eğitim binasına ilk tuğlaları itina ile koyan ve tarih şuurunu ilk aşılayan öğretmenim Eyüp Taştekin'in arkasında, uygun adım yürüyor ve fotoğrafçıya bakıyorum. Bana 4 yıl öğretmenlik yapan muhterem öğretmenim şimdi (Kasım 2013) 80 yaşında ve Gemlik, Kumla'da yaşıyor...
*
24 Mayıs 1967. İlkokul 3. sınıftayım. Eyüp Taştekin öğretmenimin en çalışkan ve en sevdiği öğrencisi olarak sağ kolunun yanında yerimi almışım. Kasabanın en fakir ve çoğu muhacir ailelerinin çocukları sevgili arkadaşlarım. Kim bilir şimdi neredeler... (Ali Diren, Ayhan Büyük, Cevat Karaduman, Kamile Çelik, Necmi Özek, Ramazan Zeytin ve Recep Aşıcı vefat ettiler.)
*
23 Nisan 1968. İlkokul 4. sınıftayım. Öğretmenimin önünde yumruklarımı sıkmış, gözlerimi meçhul bir noktaya kaydırmışım. Eyüp Taştekin öğretmen çok yakışıklı değil mi? Eeee daha 34-35 yaşında idi o zamanlar.
*
Yıl 1969. Artık ilkokul 5'teyiz, okulun ağabeyleri olmuşuz. Nedense Eyüp Taştekin öğretmenimin çevresinden ayrılmış, ayaklarının dibinde oturmuş, gülerek poz veriyorum. O sene birincilikle mezun olduğum Ortadere İlkokulu'nun da şimdilerde ismi değişmiş Güner Şenpamukçu İlkokulu olmuş. Kasabanın en dış mahalleleri olan Orta ve Dere Mahallelerinin tam ortasında yer aldığı için bu isim verilmişti.
*
Mustafakemalpaşa ilçesinin en fakir mahallelerinin okulu olmasına rağmen o günün şartlarında sosyal aktivitelerden de geri durmazdık. "Müzik Filizleri" adını verdiğimiz bir müzik topluluğu kurmuştum. 1969'da 5'inci sınıftayken, okulun bahçesinde objektiflere poz veren bu tek çalgılı (!) grubun üyeleri: Soldan sağa oturanlar: Remzi Bayyer, darbukacımız Cevat Karaduman (Okulun şimdiki Müdürü Serkan Zühtü Türkmen 10 Şubat 2016'da gönderdiği mesajla Cevat Karaduman'ın rahmetli olduğunu bildirdi.), Recep Aşıcı; soldan sağa arka sıra: Ayhan Büyük, Ramazan Zeytin (Ne yazık ki bu üç arkadaşımız da vefat etti.) ve bendeniz. Konserlerimize belli bir şarkı veya türküyle başlar yine belli bir tanesiyle bitirirdik. Bitiş şarkısını çok iyi hatırlıyorum: Kara gözlüm efkârlanma gül gayrı / İbibikler öter ötmez ordayım / Mektubunda diyorsun ki gel gayrı / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. Bu resim bir öncekiyle aynı gün çekilmiş olsa gerek. Orada da bizim Müzik Filizleri Cevat hariç tam kadro yan yana oturmuş.
*
Sosyal aktivite deyince ilkokul 5. sınıfta iken el ile hazırlayarak çıkardığım Bilgi Hazinesi dergisinden de söz etmem lazım. Söz konusu dergi, iki haftada bir yayınlanıyor ve sınıftaki öğrenciler sırayla birer ikişer gün evlerine götürüp okuyorlardı. 18 sayfa olan dergi, "Şiir Köşesi", "Kısa Kısa Haberler", "Yurdumuzu Tanıyalım", "Hayvanlar Âlemi", "Büyük Adamlar", "Bilmece-Bulmaca", "Hikâye" ve "Hangisi Doğru?" gibi bölümleri ihtiva ediyordu. Muhafaza edebildiğim tek sayı olan 6 Nisan 1969 tarihli 2. sayısının kapağı böyleydi.
*
Milliyet Gazetesi'nin Türkiye çapında düzenlediği ve ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin katıldığı bilgi yarışmasında okulumu temsil etmiştim. Kasabanın prestijli ilkokullarını geçerek bu kenar mahalle ilkokulunun Bursa genelinde 4. olması kasabada duyulmuş, Mustafakemalpaşa Milli Eğitim Müdürü okulumu, öğretmenimi ve beni bizzat tebrik etmişti.
*
Eylül 1969 olsa gerek. O sene teyzem Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirip Çorum'daki Eti Ortaokulu'na İngilizce öğretmeni olarak tayin olunca ben de aile tarafından yanına arkadaş olarak tayin edilmiştim. Önce rahmetli annem ve kardeşim Erol da bizimle gelip bir müddet kaldılar. Yeni alınan okul kıyafeti ile çok mutlu görünüyorum. Bu şapka da ne diye soracak olursanız, orta ve lise talebelerinin şapka giydikleri son seneydi sanırım. Bizi yukarılarda bir yerlere baktıran Foto Ilgaz Çorum'da hala faaliyette mi acaba?
*
6 Mayıs 1970. Yer Çorum, Eti Ortaokulu. Daha sonra Eti Lisesi olmuş. Boyum herhalde aşırı uzamış ki okula yazılırken alınan takım elbisenin pantolon paçaları epey yukarıda. Yanımdaki muhtemelen yaşı benden büyük sınıf arkadaşımın ismini resmin arkasına Rifat Özdemir olarak yazmışım. Bu okulda da sadece bir sene kaldığım için şimdi nerededir, ne yapar hiç bilmiyorum.
*
O yıllarda her öğrencinin resimli, mühürlü ve onaylı "Öğrenci Kimliği ve Okul Çalışma Karnesi" isimli bir defterciği bulunurdu. İçinde İstiklal Marşı, Okul Disiplin Yönetmeliği'nden bazı önemli maddeler ile öğretmenlerin isimleri, alınan notların ve haftalık ders programının yazılacağı sayfalar vardı. İşte bu defterciğin kimlik sayfası ve öğretmenlerim. İngilizce öğretmenim de haliyle "abla" diye hitap ettiğim sevgili teyzem. Cenab-ı Hak yaşayanlara hayırlı uzun ömür versin, vefat edenlere rahmet eylesin.
*
31 Mayıs 1971, Mustafakemalpaşa Ortaokulu, II-B sınıfı. Çorum'daki 1 yıllık ayrılıktan sonra kasabaya geri dönmüşüm. En sağda oturan öğrencinin arkasında başını eğerek bakan benim. Hemen yanımdaki arkadaşım Müjdat Büyükşerbetçi 3 Mayıs 2017'de vefat etti. Cenabı Hak rahmet eylesin.
*
. İlkokul, ortaokul ve lise tahsilimde genelde sınıf başkanlığı yaptım. O sebeple bazı nadir belgeler elimde kaldı. İşte bunlardan biri: 1971-1972 öğretim yılı Mustafakemalpaşa Ortaokulu III-B sınıfı isim listesi. Mevcudumuz 58 kişi imiş. Hiç de fena değil değil mi?
*
30 Ocak 1972. Mustafakemalpaşa Ortaokulu 3. sınıftayım. İlk dönem takdirname alanları okul müdürü Güner Aksu diğer öğrencilere anons ediyor, müdür yardımcısı Hidayet Yılmaz da belgelerini ve hediyelerini veriyor. O sene okulu birincilikle bitiriyorum ve ilgili imtihanı kazanarak Bursa Erkek Lisesi'ne parasız yatılı öğrenci olarak kaydoluyorum.
*
1972 yılında Bursa Erkek Lisesi'ne kaydoluşuma kadar (İlkokul 1'deki Bursa ve Ortaokul 1'deki Çorum maceraları dışında) 14 yaşına kadar yaşadığım, Mustafakemalpaşa ilçesinde, Orta Mahalle, Sedde Geçidi'ndeki 40 numaralı ev. 110 metrekare arsanın yarısı üzerine rahmetli babam kendisi inşa etmişti.
*
Yıl 1973. 4-G sınıfı. 1972 yılında Türkiye'nin geleneği olan ve en prestijli liselerinden Bursa Erkek Lisesi'ne parasız yatılı öğrenci olarak kaydolmuştum. 1973 yılı okulun 90. kuruluş yılı olduğu için güzel bir yıllık hazırlanıp basılmıştı. Daha çok son sınıfların ayrıntılı olarak yer aldığı yıllıkta 4 ve 5. sınıflar yukarıdaki gibi gösterilmişti. Ben orta kısmından gelmeyip yeni kaydolanlardan olduğumdan 4-G sınıfına verilmiştim. Daha sonraki sınıfları A şubelerinde okudum. Lisedeki rakibim şimdi tıp doktoru olan Tevfik Kalkan'dı. Yukarıda Müjdat Altıntaş ile ismi yer değiştirmiş. Sonunda ben birinci, o da ikinci olarak liseden mezun olduk.
*
Bursa Erkek Lisesi'nin 1973 yılı öğretmen kadrosu 1973 yıllığında yukarıdaki gibi yer almıştı. Tabii resimde olmayan ve daha sonraki yıllarda tayinle gelen öğretmenlerimiz de vardı. Yukarıdaki resimde yer alan Burhanettin Arda (Coğrafya), Süreyya Üntut (Coğrafya), Seyit Ahmet Ural (Cebir, Geometri), Hatice Balcı (Tarih), Nihal Özpamir (Jeoloji), Hüseyin Ayar (İngilizce), Recep Cenkçiler (Biyoloji), Osman Işık (Müzik), Ayla İsfendiyar (Kimya) ve Hümeyra Akyıldız (Cebir, Geometri) 1972-1975 arası beni okutan öğretmenlerimden bazıları. Hepsine minnet borçluyum. Sağ olanlara hayırlı uzun ömürler, vefat edenlere (Burhanettin Arda, Seyit Ahmet Ural ve Recep Cenkçiler hocalarım vefat ettiler) Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
*
Lise 1'deki öğretmenlerimi o seneki Öğrenci Kimliği ve Çalışma Karnesi defterciğine böyle yazmışım. Kıymetli okul müdürümüz Burhan Arda (1913-2010), Nezihe Sanal (1925-2011) ve Recep Cenkçiler (1940-2013) vefat ettiler.
*
15 Nisan 1974. Bursa Erkek Lisesi 5-A sınıfı. İkinci dönemin sonlarına doğru sınıf arkadaşlarım arasında bir kağıt dolaştırıp imzalarını almak gelmiş aklıma. Tabii sınıfın mevcudu biraz daha fazla olsa gerek. Kasım Aksoy arkadaşın vefat ettiğini öğrendim. Çok yakışıklı çocuktu. Ama şairin dediği gibi: "Hangi güzel yüz ki toprak olmadı, Hangi ceylan göz ki yere akmadı". Cenab-ı Hak rahmet eylesin.
*
1974 Haziranında Lise 2'yi bitirip önceki yılda olduğu gibi yaz tatili için Almanya'nın Nürnberg şehrine gittim. Rahmetli annem, babam ve kardeşim Erol, Nürnberg'e 15 km kadar mesafede bir köyde yaşıyorlardı. Anne ve babası Bonn'da bulunan, liseden parasız yatılı devre arkadaşım Muharrem Babutçü (en sağda) Nürnberg'e bizi ziyarete gelmiş ve bu resmi çektirmiştik.
*
Bursa Erkek Lisesi'nden devre arkadaşım Muharrem Babutçü'nün kardeşi Yusuf da benim kardeşim Erol gibi Almanya'da anne ve babalarımızla kalıyor, Alman ilkokuluna gidiyorlardı. İkimiz de kardeşlerimizi Türkiye'ye getirip Bursa Erkek Lisesi orta kısmına kaydettirdik. 1975 yılında Şükrü Ferik Ağabey'in Bursa Bakırcılar Çarşısı'ndaki havlucu dükkanında çekilen resimde soldan sağa başların sırasına göre: Liseden diğer bir devre arkadaşım Turhan Güler, Yusuf Babutçü, Erol Pazan, Şükrü Ferik, rahmetli Fevzi Uzun, İbrahim Pazan ve Ahmet Aziz Şensöz.
*
Zorlu lise maratonunun akabinde 1974-1975 Eğitim-Öğretim Yılını 9,51 not ortalamasıyla bitirerek lise birincisi oluyorum. Gördüğünüz gibi beden eğitimi, müzik ortalamayı düşüren dersler arasında. Kompozisyonun düşük gelmesi ise dünya görüşümüzün bağdaşmadığı devrimci edebiyat öğretmenimiz İsmet Ergin'in beni birincilikten düşürme çabasının sonucu. Jeoloji öğretmenimizin de not terazisi çok hassastı. Bize öğrettiği, Osmanlı Tıbbiye Mektebi hocalarından Tabip Albay Abdullah Bey bulduğu için Trilobites Abdullahi diye anılan fosilleri unutmadım ama. Hepsi geçmişte kaldı. Rahmetli matematik ve sınıf öğretmenimiz Seyit Ahmet Ural, o inci gibi yazısıyla benim için "Milletimiz için medar-ı iftihar olabilir" demiş. Mekânı Cennet olsun.
*
Bursa Erkek Lisesi 1974-75 Mezunları
*
1975'te kaydolduğum İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Bölümünde okurken, 19 Şubat 1979 tarihinde askeri öğrenci olarak orduya katıldım. 20 Nisan 1979 günü, saat 16.00'da biz yeni katılan askeri öğrenciler silahın üzerine el basarak yemin ettik. O zamanlar sadece karacı öğrencilerin kaldığı Kumkapı'daki binada yapılan yemin merasiminde bulunanlar sağdan sola: Sabah Eser, Yılmaz Kubat, İbrahim Pazan, Ramazan Us, İbrahim Alptekin, Tosun Yılmaz, Hüsnü Emin Gökdemir, ?, Mehmet Saraçoğlu, Celalettin Çetin, ?, Yavuz Zülfikaroğlu (arkada), Mehmet Ali Akidil (merhum), Mustafa Ardıç, Mehmet İnkaya, Ali İhsan Özkaya, ?, Tayfun Uzbay.
*
Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına tahsil gören askeri öğrencilerin kaldığı yurt önceleri Kumkapı'da idi. Daha sonra Sarayburnu'ndaki yeni yere taşınılarak Deniz ve Hava Kuvvetleri adına okuyan öğrenciler de karacılarla aynı çatı altında toplandılar. İşte Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun'dan girildiğinde hemen sağdaki, Fakülte ve Yüksek Okullar Askeri Öğrenci Komutanlığına (FYO) giden yolun başında 19 Eylül 1980 günü çekilen bir fotoğraf.
*
7 Şubat 1981. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinin Orta Mahalle, Sedde Geçidi, 40 numaralı evi, baba ocağı. Bu sokağın diğer ucunda da okuduğum ilkokul bulunurdu. 12 Eylül 1980 darbesinden hemen akabinde mezun olduktan sonra 3-4 aylık subaylığa nasbedilme ve tayin bekleme dönemini geçirmişim. Daha tayin olduğum birliğe katılmadığım için hala Fakülte ve Yüksek Okullar Askeri Öğrenci Komutanlığının brövesini takıyorum. Kasabanın bu kenar mahallesinden belki de ilk çıkan mühendisim ve ilk subayım. Törenlerde giyilen sırma aksesuarları ve kılıcımı kuşanıp bu küçücük kasaba evinde poz veriyorum.
*
Mühendis teğmen rütbesiyle, o zamanlar Ankara'nın Etlik semtinde bulunan 700. Muhabere Ana Depo ve Fabrika Komutanlığına tayin edildim ve 1981 yılı başında birliğime katıldım. 1982 yılının Ocak ayı. Araştırma ve Geliştirme Laboratuvarında bir cihaz geliştirip imal ediyorum. Sanırım mikrofonundan konuşulduğu zaman açılıp çalışan, ses yokken kapalı kalan ve Mamak Muhabere Okulu'nda kullanılacak bir ses amplifikatörü idi.
*
Türk Silahlı Kuvvetlerinde personelin lisan eğitimine çok önem verilir. O yıllarda karacı subay ve astsubaylar İngilizce eğitimi için İzmir'in Güzelyalı semtindeki Hava Lisan Okulu'na giderlerdi. General adayı kurmay subaylar, çeşitli branş ve rütbelerde subay ve astsubaylardan meydana gelen 16 kişilik sınıfımızdan 13'üyle 30 Ocak 1985 günü hatıra resmi çektirmişiz. Ön sırada en soldaki Kur.Bnb. Celal Gürkan ve sağdan ikinci Hv.Plt.Kur.Bnb. Korcan Polatsü daha sonra general oldular. Ben Korcan Binbaşı'nın hemen arkasındayım. Ön sırada soldan ikinci Belen Epirtürk Binbaşı'mı özellikle saygı ve sevgiyle anıyorum.
*
Hava Lisan Okulu'nda 4 ay süreyle birlikte olduğumuz sınıf arkadaşları daha sonra haberleşebilelim diye, dolaştırılan bir kağıda adreslerimizi yazmışız.
*
1986 yılının Nisan ve Mayıs aylarında 6 haftalık bir mesleki kurs için ABD, Georgia eyaletinin Augusta şehrinde bulunan Fort Gordon Amerikan Muhabere Okulu'na gittim. Sınıfımız 5'i Amerikalı olmak üzere 17 kişiydi. 1 Sudanlı, 1 Yunanlı, 2 Senegalli, 2 Ürdünlü, 2 Pakistanlı, 2 Malezyalı, 1 Filipinli ve 1 Türk subay ile tam bir ülkeler mozaiği idi. Derslerimize giren Amerikalı öğretmenlerimizle bu fotoğrafı çektirmişiz. Ben arka sırada, ortada Ürdünlü Yüzbaşı Ghaleb'in (bıyıklı) yanındayım. Hemen önümde oturan Pakistanlı Yüzbaşı Jamil Akhtar (sakallı) kurs boyunca en samimi arkadaşım olmuştu.
*
Uzak diyarlarda milletler arası bir sohbet: Ürdünlü Yüzbaşı Ghaleb, Pakistanlı Yüzbaşı Jamil Akhtar, Üsteğmen İbrahim, Ürdünlü Üsteğmen Salem, Sudanlı Binbaşı Ali Rızgalla ve Pakistanlı Yüzbaşı Javed.
*
Adet olduğu üzere kurs bitiminde, 1,5 aylık beraberliğimizi haberleşerek devam ettirmemiz için bu liste dağıtıldı. Daha sonra Sudanlı Binbaşı Ali Rızgalla ile ve en sevdiğim arkadaşım Pakistanlı Yüzbaşı Jamil Akhtar ile mektuplaşarak ve Aselsan'dan giden ekiplerle hediye göndererek irtibat kurdum. Sonra izlerini kaybettim.
*
Yoğun ders programı bulunan bu kursta öğretilenleri anlamak için büyük gayret sarf ettim. Ramazan ayının da içinde bulunduğu zor bir dönem geçirdim. Kurs bittiğinde bir deri bir kemik kalmıştım. 30 Mayıs 1986 günü yapılan törende okul komutanı generalden belgemi alıyorum.
*
Kurs bitmiş. Diplomayı almışız. 6 haftalık kıtalar arası ayrılıktan sonra eve dönüş günü gelmiş. Bavullar hazır. Augusta-Atlanta, Atlanta-New York, New York-Paris, Paris-İstanbul ve İstanbul-Ankara uçuşlarından sonra vatana ve evime kavuşacağım. Bir deri bir kemik kalmış mıyım kalmamış mıyım?
*
Binbaşılığa terfi ettiğim 1992 Ağustos'u akabinde çektirdiğim resim.
*
1986–1998 yılları arasında, sırasıyla konu raportörü, üye ve başkan yardımcısı olarak mesai sonrası görev yaptığım Türk Standardları Enstitüsü (TSE), Elektronik Hazırlık Grubunda, 100’den fazla Türk Standardı hazırladım. TSE'nin kuruluşunun 40. yılı olan 1994'te hazırlanan albümde Elektronik Hazırlık Grubu böyle yer almış. Berkan Albayımın vefat ettiğini öğrendim. Allah rahmet eylesin.
*
1994 yılı yaz ayları olabilir. 1996 yılı tayin dönemine kadar 16 yıl süreyle görev yaptığım 700. Muhabere Ana Depo ve Fabrika Komutanlığını (Etimesgut-Ankara) ziyaret eden muhtemelen Pakistanlı generale mihmandarlık ve tercümanlık yapıyorum (en sağda). Hemen yanımda Depo Komutanı merhum Mu.Kd.Alb. Selahattin Öztekin, generalin solunda Fabrika Teknik Müdürü Müh.Yb. Mevci Özsu. Fabrika müdürü albay, misafir generalin arkasında kalmış, yüzü görünmüyor. Bu birliğin ismi değişmiş ve 4'üncü Ana Bakım Merkezi Komutanlığı olmuş daha sonra...
*
22 Aralık 1994. Ordudaki mühendis subayların bir görevi de ordunun ihtiyaçları için tedarik edilen malzemelerin kabul muayenelerini yapan komisyonlarda bulunmaktır. Bu bakımdan subaylık hayatımın önemli bir bölümü Aselsan şirketinde geçti denilebilir. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hikmet Bayar Aselsan'ın Akyurt tesislerini ziyaret ediyor. Komutanın sağındaki pardösülü zat Aselsan'ın ilk ve efsanevi genel müdürü merhum Hacim Kamoy. Solundaki ise Aselsan'ın o zamanki genel müdür yardımcılarından ve 2006-2014 yılları arasındaki genel müdürü Cengiz Ergeneman. Biri kuvvet komutanı en az dört generalin karşısındaki esas duruş pozisyonum, Aselsan'ın bayan mühendisini gülümsetiyor...
*
1996 yılı tayin döneminde 16 yıl çalıştığım 700. Muhabere Ana Depo ve Fabrika Komutanlığından, Ankara, Sincan'daki Elektro-optik Sistemler Bakım Merkezi Müdürlüğüne Teknik Müdür olarak tayin edildim. Asteğmen, çavuş ve onbaşı rütbesindeki mühendis personelime ast-üst ilişkisinden çok daima bir meslektaşları olarak muamele etmişimdir. İşte terhislerine yakın 1997 Mart'ında benimle hatıra fotoğrafı çektiren Kıvanç Yozgatlı, Emin Özdemir, Hüseyin Ulutürk ve Gökay Taşatan. Kim bilir meslek hayatlarına nerelerde devam ediyorlardır...
*